Aylık arşivler: Mart 2018

Ve önlenemeyen son: “Ben büyüyünce futbolcu olucam!”

IMG_8837Valla bayağı direndim ne yalan söyleyeyim. Emre’nin “Boşuna direniyorsun, önünde sonunda futbol hayatına girecek!” yorumlarına karşı tavrım gayet netti: “Tüm spor dalları tamam, ama lütfen futbola karşı mesafeli olalım.” Ama tabi bir aile klasiğimiz olarak Emre yine yeniden haklı çıktı 🙂 Hatta hayatına girmekle kalmadı, sıklıkla dile getirilen bir hayale dönüştü: “Ben büyüyünce futbolcu olucam!”

Aslında 7 yaş ile birlikte yavaş yavaş ilgisi başladı cancanın futbola. Başta mesafeliydi yine de, sitede Demir ile, okul çıkışı da sınıf arkadaşlarıyla bahçede oynuyordu sadece. Tıpkı hayal ettiğim gibi 🙂 Ama kısa sürdü bu mesafeli ilişki! Bir sene içerisinde olay bayağı büyüdü. İkinci sınıfla birlikte ise gelecek hayallerine nüfus etmeye başladı futbol 🙂 Önce okuldaki erkekler arasında müthiş bir alış-veriş olayına dönüşen futbolcu kartları girdi hayatımıza. Eskiden kitapçılarda sadece kitap bakardık, şimdi futbolcu kart kutularına ve albümlerine bakıyoruz. (Neyse ki hala kitaplara da bakıyoruz her geçen gün kabaran bir iştahla, tek tesellim :)) Her yerimiz IMG_8572kart oldu, mutfak tezgahından, yemek masasının altından, tuvaletlerden kart topluyorum. Okuldan eve gelen cancanı kapıda şöyle karşılamaya başladım: “Annişkooo bugün çok acayip bir şey oldu. 110-110-110 kartım oldu, Ömer’le Messi’ye karşılık değiştim.” Bütün gün okuldan eve gelmesini bekleyen ve kapıda kollarını açmış boynuna atlaması için hazırlık yapan anne kalakalır. Beceriksizce duyguyu paylaşma hali içerisindeyim tabi: “Aaaa ne güzel annişkom, çok güzel olmuş gerçekten” 🙂

Sonra Emre’nin de yadsınamaz katkılarıyla (ki kendisi garip bir biçimde şiddetle yadsıyor!) futbol maçları izlenmeye; hatta yurt içi, yurt dışı maç sonuçları takip edilmeye başlandı. Televizyondan gelen maç seslerini üst kattan duyan ve merdivenleri üçer üçer inerek salona giren annenin ağlamaklı bir yüz ifadesiyle babaya yaptığı kaş göz hareketleri baba tarafından her seferinde görmezden gelindi tabi! Söylememe bile gerek yok, okulda her teneffüs IMG_8805futbol oynanıyor. Hatta maç için takım kurarken birbirlerine girdikleri için sınıf öğretmenleri ve rehberlik öğretmenleri bir fikstür oluşturmuşlar! Artık gün gün takımlar belli ve öğretmenlerinin belirledikleri takvime göre maçlarını yapıyorlar. Şaka gibi :)) Okul kıyafetleri de tabi ki nasibini alıyor bu durumdan. Tişörtlerin arkalarını koşarken sıçrayan çamurlar, pantolonların dizlerini ise yırtıklar süslüyor 🙂  O çamurlar yıkamakla çıkmıyor, dizdeki yırtıklar da diktirmekle kapanmıyor.

fullsizeoutput_e9fArtık ben de bıraktım ipin ucunu valla. Hatta yüzme takımında da olan altılı kankalardan bir tek cancan futbol kursuna gitmiyordu, ona da başladık geçtiğimiz hafta. Havaların ısınmasını bekledim, yoksa bir tek cancanın gitmemesi, diğerlerinin üzerilerinde formayla antrenmana gelmeleri karşısında içim cız ediyordu işin doğrusu. Artık hafta sonları 09.30-10.30 futbol antrenmanı, 11.30-12.45 yüzme antrenmanındayız. Nasıl bir enerji anlamak mümkün değil valla!

Ne diyeyim, artık direnmeme kararı aldığım maddelerden birine daha tik atmış bulunmaktayım. Artık dağılabiliriz!